Dikkati Müziğe Vermenin Yolları

Dijital müzik prodüksiyonuyla uğraşmaya başladığımdan beri bitirdiğim ve memnun kaldığım projelerin müzik üretimi ve donanımı üzerine düşünmek, araştırmak, alışveriş ve takas yapmak gibi etkinliklere oranı epey düşük seyrediyor.  Bu sene artık biraz canıma taketti ve radikal bir kararla 2015’te müzik yapmak dışında bahsettiğim diğer etkinliklerin hemen hemen hepsini durdurmaya karar verdim.

İnternet gerçekten muhteşem bir araç ama çok büyük bir tehlike de arz ediyor:  Sürekli yeni çıkan “oyuncakları” izlemekten ve bilgi okyanusu (ve kirliliği) içinde yüzmekten müzik yapmaya odaklanmak zorlaşıyor.  Tabii interneti ve müzik forumlarını ya da piyasaya yeni çıkan yazılım ve donanımı şeytanlaştırmak da istemiyorum.  Sonuç da bunlar takip etmesi bir o kadar da keyifli şeyler.  Bir orta yolu olmalı bu işin.  Sanırım bulmaya başladım.

Çoğu müzisyenin bu dikkat dağınıklığı konusunda aynı sorunları yaşadığını görüyorum.  Bugünlerde uygulamaya başladığım stratejimi açıklayayım.  Belki birilerinin işine yarar.  Stratejinin merkezi noktası seçtiğiniz şeylere e-posta yoluyla ulaşıp bunun dışında internette gereksiz gezinmemek.

  1. Müzikle ilgili bütün ekstra işlerimi bir e-posta hesabı üzerinden yürütmeye çalışıyorum.  Örneğin, üye olduğum forumlarda takip ettiğim konular varsa güncellendikleri zaman e-postama haber gelecek şekilde ayarlıyorum.   Takip ettiğim konuları gerçekten prodüksiyon açısından önemli ve cevabını aradığım sorular ya da gelişmek istediğim konularla sınırlıyorum.  Böylece sürekli o forumun ana sayfasına giderek yeni çıkan ama alakam olmayan yazılarla dikkatim dağılmıyor.  E-postama bakmam bana gerekli bilgiyi veriyor, gerisi kalsın.
  2. “Elimdeki bir yazılımın yeni sürümü çıktı, aman güncelleyeyim” durumunu otomatiğe bağlamak için KVR sitesinde takip etmek istediğim yazılımları “I own this” kategorisine atıyorum.  KVR bu yazılımda bir güncelleme olduğu zaman bana e-postayla haber veriyor.  Böylece yazılım üreticilerinin sitelerinde gezmeye gerek yok.
  3. Takip etmek istediğim üretici ve ürünler için de KVR aynı işlevi görüyor (“I want this” kategorisi).  Ancak 2015 yılında yeni çıkmış hiçbir ürünle ilgilenmemeyi düşünüyorum.  iPad için ilgilendiğim uygulamaları appshopper hesabıma ekledim.  Bir üründe çok büyük bir indirim olur veya bazen olduğu gibi ücretsiz hale gelirse yine e-postama düşecek haberi.  Diğer her ürün için zaten büyük indirimler yılbaşı civarı oluyor.  2016’ya girerken bakarım ve 2015’te yeni çıkan ürünleri de görmüş olurum.
  4. Prodüksiyon üzerine öğrenmeye, yazmaya, okumaya devam etmek istiyorum.  Onun için seçtiğim bir siteyi ciddi takip edeceğim.  Onun dışında bir internet kaynağı aramayacağım.  Ayrıyeten groove3 üyeliği edindim.  Burada istediğim konuda video dersleriyle gelişebilirim.  İngilizce bilenlere tavsiye edebileceğim bir kaynak bu.
  5. Pedal obsesyonum üst düzeyde.  Bunun bir sonu olmadığını kendime kabul ettirdim.  2015’e kadar elimdeki 1-2 pedalı takas ettikten sonra artık elimde ne varsa onu kullanmaya yoğunlaşacağıma söz verdim.  Bu sözü tutmamak kendime ihanet etmek olur.  Gitar, amfi, yazılım konusunda da bir ihtiyacım yok.  Var ama sonu yok, o yüzden yok.  2015’e elimde ne varsa onunla giriyorum ve sene bitene kadar böyle gidecek.
  6. Herhangi bir kampanyaya (proguitarshop’ın her cuma bedava pedal kampanyası gibi) katılmayacağım.  Bunlar sonuçta bizim dikkatimizi işin tüketim kısmına çekmek üzere düzenlenmiş ve bir güruh olarak sağlam tüketimciler olarak yetişmemiz ve böyle devam etmemizi sağlayan taktikler.  Bedava pedal da eksik kalsın.  Müzik yapamayan bir insan bedava pedalı n’apsın?
  7. Facebook’tan zaten biraz uzaklaşmayı düşünüyorum ama orada üye olduğum müzik gruplarını da “unfollow” ederek susturdum.  Üyeliğim duruyor, sadece yeni mesajları haber akışıma düşmüyor.
  8. E-postama düşen diğer bütün promosyon kanallarının üyeliğini iptal ettim.  Genelde arada bir alışveriş yaptığım jrrshop, audiodeluxe gibi siteler ve Native Instruments gibi yazılım ve MXR gibi donanım şirketleriydi bunlar.  Aslında üretici şirketlerin e-postaları sorun değil pek ama satıcı şirketler neredeyse her gün indirimli ürünlerle ilgili e-posta gönderiyor.
  9. Gereksiz tüketime yönelmeye kalkarsam şu anda aynı gezegende yaşayan ve açlıktan ölmek üzere olan binlerce insan olduğunu düşünmeye sevkediyorum kendimi.  Amaç kendimi kötü hissetmek değil ama elimdeki imkanların hakedilmiş olmadığını, sadece çok şanslı olduğumu hatırlamak.  Aynı şekilde elimdeki ses işleme gücünün Beatles’ınkinden kat kat fazla olduğunu, elimdeki pedal sayısının Tom Morello’nunkinden fazla olduğunu hatırlatıyorum kendime.

Yaratıcılık iki koldan beslenir:  Zihinsel esneklik ve sebat.  Esneklik genelde olumlu duygulardan beslenir (evet, hep olumsuz duyguları yaratıcılıkla beraber düşünürüz ama bu konuda çok fazla bilimsel çalışma var yakından bildiğim, bana güvenin).  Tüketimciliğin bize yaşattığı “eksiğim” duygusu bunun tersidir.  İnternette ürün demosu seyretmek yerine doğada bir yürüyüş yapmanın müzik hayatıma katkısı çok daha fazla olacaktır.

Sebat ise konsantrasyon yani seçilmiş bir iş üzerinde uzun süre durmayı gerektirir.  İnternetin getirdiği sürekli önümüze çıkan birşeylere tıklayıp iki saniye içinde o bilgiyi sığ bir şekilde işleyip yeni birşeye tıklamak huyu konsantrasyonu arttıran birşey değil.  İnternette gezinmek yerine konsantre olma kapasitemi arttıran bir etkinlik (meditasyon, yoga, kitap okumak, birisiyle derinlemesine konuşmak, günlük tutmak, şiir yazmak, resim yapmak, vs.) müzik hayatıma çok daha fazla katkı yapacaktır.  Bu pek de fazla kişinin okuduğunu sanmadığım blogu tutmak da düşüncelerimi toparlaması ve her yazıda bir tema üzerine konsantre olmamı gerektirmesi itibarıyle yararlı bir etkinlik kanımca.

Çağımız zamanın değil dikkatin yönetilmesinin kritik olduğu bir çağ.  Dikkatinizi nasıl yönetiyorsunuz?  Ya çevrenizdeki müzisyenler?  Umarım herkes kendini her alanda kol gezen tüketim çılgınlığından koruyabiliyordur.   Sağlıcakla kalın!

Dikkati Müziğe Vermenin Yolları” üzerine 2 yorum

  1. Yazına bir forum sitesindeki imzandan geldim ve nasıl aynı dertten muzdarip olduğumuzun farkına vardım. İnsan hemen her konuda olduğu gibi müzik konusunda da internet alemine daldığında bilgiden bilgiye (ki ne kadarı doğrudur bilinmez) gezinip dururken aslında herşeyden azar azar öğrenip, çeyrek profesör oluyor bir nevi ve asıl yoğunlaşması gerektiği konuya sonuçta minimum süre ayırmış oluyor. Yazının başlığı görünce ne zamandır ertelediğim birşeyi, başka birisinin kendi hayatı için gerçekleştirdiğini görmek garip bir duygu.
    Ayrıca blok tutmaya devam et, hayat güzel, yazıların bir yıl sonra bile olsa birileri tarafından elbette okunur 🙂

    • Çok teşekkürler. Bir süredir yazamıyorum ama bugünlerde müzik hayatımda gelişmeler var. Tekrar yazacağım yakında diye umuyorum. Sevgiler, saygılar.

Yorum bırakın